MT - Toprakana

Albüm Adı : yer altı kanıyor


Ölümden korktu kaçtı insan,
Neleri gördü anlamadı, beyni akıl yerine çakıl taşla doldu taştı insan.
Gözü açtı insan, materyal uğruna söylenen yalan, ruhunun zincirlerini kırdı aştı insan.
Bir yerden bir yere savrulup koştu durdu insan,
Sen kaç, sen saklan bu yalanlar üzerine kurulu dünyan
Karanlıklar içinde çirkefi fantazilediğin dünyan, pisliğin doruğu alem-i devran
Ana toprak dünyanın batacağı yere saklanırken,
Zamanı gelince kaçacak delik arayacakken sen
Kucağını açıp bekleyen sana sevgisi hiç bitmeyen bir avuç mezara gömülecek olan umutların.
San ki sen cennete gidecek yarınların,
Amacın doğrultusunda paranın buyruğuna kendini vermişsin de
Hep dünyada kalacak yalanına eğmişsinde başını,
Yalanı almış kaçanı uzun iplerle sarmışsın içinde...

Yalanı içinde, nefsi gözlerinden fışkırır bir volkan gibi
Lav olur soğuk bir yere katılaşıp kalır kalıp kalıp
Savrulur taş kesilse de umut, rùzgarlara alışır zamanı gelince güzel günler sessizce
Içinde hep bir korku, toprak ana güçlü bir olgu,
Soldu çiçekleri cevapsız soruları önce kendine sordu
Sonra akılları karıştırmak için başkalarını yordu, ondan başka cevabı bulacak olan yoktu sanki
Dünya-ı mai de sevgiyle nefretle, iyiyle kötüyle aynı kazanda kaynarken,
Nefreti kötü iyiyi sevgiyle çözmeyi öğrense de
Insanoğlu, para dengeleri hiç acimadan bozu..
Zordu iyi olmak kötünün içinde, kötünün içinde iyiyi bulmaksa bir uçurumun dibinde ışıksız
Büyümeye çalışan bir begonya misali kendini su üzerine vurdu,
Ben beni örttüm üstüme korkuyu yumdum gözüme

Koş, durma hiç, koştuğun yolda dikenler batar, güneşler açar, güneslerine balçık sıvar birileri,
Önüne haramı koyar, kötüye tapar
Parayla açar ağzını gözünü yine parayla kapar,
Seni senden çalar, sonra farozunu söncürüp yorozu yön bil der sen bin der
Tek başına seni denizlere sürer,
Kendine der, izini sürer, maddiyatta ensene biner, maneviyatta ise kendinden iter.
Tek derdi para, aslında vicdanı sızlayan bir yara,
Toprak ana der ki sen ne olursan ol gel, acıların dindiği yere gel,
Başlangıçların en güzeline gel,bak kollarım açık.bak kucağım büyük,
Toprak ana; ölüm, diriliş, gerçekler, kavgam,
Ruhum bir labirent içinde kilitli yaşam sadece güzeli içinde yaşattığım ütopya